Beceriksizliğin ilacı yeniden yetki istemek değil, bırakıp gitmektir. Gitmemek için direniyorsunuz ama İnancım odur ki, seçmen sandıkta sizin siyaset anlayışınızı siyaset sanatoryumuna havale edecektir.
     Doğal tabiat olaylarının korkulu rüyalarımız haline gelmesinde 1. Derecede, kader değil, sizler sorumlusunuz. Bu sorumluluğu unutup  deprem enkazlarından siyasi kazanç sağlamaya yeltenmeyin.
 Olgunluk döneminizde yapamadıklarınızı yorgunluk döneminizde hiç yapamazsınız.     
     Cumhuriyet tarihi kazanımlarımız çakıla kuma gitti. Geldiğimiz noktada da halkımızın birikimleri de sele suya gitti.  Sahi bu Ülkenin deprem kuşağında olduğunu siz de yeni mi öğrendiniz? Hiç hesapladınız mı? Bu yaşadıklarımızda ihmal, rant ve hırsızlıkların payı ne kadardır? İmar aflarınız kaç insanımızın hayatına mal olmuştur?
  21 yıllık iktidarınızda mühendisler, mimarlar yok sayılmadı mı? Çıkardığınız imar afları ile mühendislik ve mimarlık hizmeti almayan binlerce binaya yapı kullanma izni siz vermediniz mi?
     Yapı güvenliği sorumluluğunu yapı sahiplerine veren siz değil misiniz? Sizin bu sorumsuzluklarınızdan ötürü can ve mal kayıplarımızın hesabını çıkarabilecek cesaretiniz var mı? 
      Haksızlığın, yoksulluğun, umutsuzluğun, geçimsizliğin, enflasyon canavarının vatandaşımızın evinde uzun süredir yatıya kaldığından haberiniz var mı?
       Kusura bakmayın. Bizim size tekrar yetki vermeye hiç niyetimiz yoktur.Siz önce kaybettiğimiz yılların hesabını verin.
      Kendi günahlarınızın hesabını bilmiyorsunuz. sayın KILIÇDAROĞLU’na sol omuz melaikeliği yapmaya soyunuyorsunuz. Bu Ülkede makara bakara diyerek kur’anımızla alay edenleri büyük elçi yapan sizlersiniz. Camide ayakkabı ile giren de kıbleye dönen de sizsiniz.
Sayın KILIÇDAROĞLU’nun görmeden bastığı seccadeyi özür dilemesine rağmen dile dolamayı bırakın. Yazıktır. günahtır.  Yanlışlıkla orucunu bozsa Allah'ta af var, sizde yok. 
     Tükenmiş siyasi ömrünüzü bu hareketleriniz uzatmaya yetmez  Kılıçdaroğlu’nu ve  6 lı masayı terörle ilişkilendirme  yalanlarınız  yetmez. Sizde bu tip iftiralar hastalık haline geldi. Her seçimden önce yürürlüğe koyuyorsunuz.  Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olmak için tüm siyasi partilerden ve seçmenlerimizden oy istiyor. Herkesin oyu kendi helalidir. Kimsenin oy’unu mundar göstermeye hakkınız da yetkiniz de yoktur. 
     Kurtuluşun ve kuruluşun lideri en büyük asker ve devlet adamı, Gazi Mustafa kemal Atatürk’ümüze ağır hakaretler edenleri, evinde ziyaret, hastanede refakat edenlerden alacağımız Vatan Millet ve terör dersi yoktur.
   Sizin kafanız boşaldı ama eteğiniz taş doldu . Size karşı görüş açıklayanları taş yağmuruna tutuyorsunuz.  Evet millet geçim sıkıntısı çekiyor ama sizin taşlarınızı artık yemiyor. 
       Sayın KILIÇDAROĞLU nun  eteğinde taş yok ama kendi ve arkadaşlarının  beyinlerinde ve gönüllerinde Ülkeye hizmet etme aşkı var. Ülkemiz için harcamayı düşündükleri bilgi var. Birikim var.
   İşin özeti;  Biz Atatürk Türkiye’sinde gelecek nesillerimizin bütünlük içinde, birlik içinde dirlik içinde özgür biçimde hak, hukuk adalet içinde uygarca yaşaması için uğraş veriyoruz.
     Tüm uğraşımız haksızlığın, hırsızlığın, yolsuzluğun, yoksulluğun ve umutsuzluğun olmadığı bir dünyaya yelken açmak içindir. 
       Saygılarımla,