AKÇAABAT'TA GÖRÜLEN EKSİKLİKLER:
Köroğlu, Akçaabat'ta gözlemlenen eksikliklerin genellikle geçmişten gelen sorunlar olduğunu belirtti. Bunların bir kısmının belediyeye, bir kısmının ise hükümete ve bakanlıklara ait olduğunu vurguladı. Seçim dönemlerinde verilen vaatlerin gerçekleşme durumunu takip ettiklerini ve eksiklikleri dile getirmekle yükümlü olduklarını belirten Köroğlu, özellikle şehir içi ulaşım ve altyapı sorunlarına dikkat çekti. Köroğlu, “Haçkalıbaba Devlet Hastanesi kavşağı, Karayolları ile ilgili ama belediyenin buraya öncülük etmesi gerektiğini savunuyoruz. Yine karayolları ağında olan Tanjant yolundaki kavşak düzenlemelerinin belediyenin öncülük etmesi gerektiğini düşünüyoruz. ‘Belediye yapsın’ demiyoruz ama öncülük etmeli. Yine Büyükşehir Belediyesinin vasfı içerisinde olan şehir ulaşımının bir an önce Akçaabat belediyesinin öncülük ederek üst mahallelerden mutlaka minibüs ya da otobüslerle şehre ulaşımı sağlaması gerektiğini düşünüyoruz. Seçimler kazanılabilir, kaybedilebilir ama önemli olan sözünü tutmaktır. Bu Osman Nuri Ekim başkanın ilk döneminde gerçekleşmemiş olabilir. Ama ben inanıyorum, ikinci dönemde gerçekleştirecek. Çünkü, artık karşısında ciddi bir muhalefet var. Yapmak zorunda olacağını hissediyorum.” dedi.
AKÇAABAT'IN EN ÖNEMLİ SORUNU:
Turizm noktasında yaşanan sıkıntıları vurgulayan Köroğlu, şehir merkezinin boşalması ve esnafın turizmden yeterince yararlanamamasını önemli bir sorun olarak değerlendiriyor. Ayrıca, şehir merkezinin kurumların taşınmasıyla küçülmesinin de bir sorun olduğunu belirtiyor. Tuvalet sorunu, ulaşım ve otopark gibi konuların da Akçaabat'ın önemli sorunları arasında olduğunu söylüyor. Köroğlu, Akçaabat’ın en önemli sorunlarından bir tanesinin madde 18 olduğunu da belirtiyor. Köroğlu, “Yine şehrin önemli sorunlarından bir tanesi de madde 18. Madde 18 ile ilgili ‘Biz madde 18 olmadan Akçaabat’ta hiçbir şey yapamayız’ deniliyor. Buna katılmakla beraber katılmıyorum. Madde 18’i amacının dışında hırçın kullanarak ya da aslında görev tanımının içerisinde olmadan madde 18 uygulanmayacak yerlere de madde 18 uygulayarak vatandaşın hakları gözetilmiyor, gasp ediliyor. Şöyle bir algı yerleşmiş herkesin kafasında, ‘Madde 18 uygulanıyor bir inşaat rantı ortaya çıkıyor’ ranta verdiğimiz için rahatlıkla insanların arsasını, tarlasını inşaat ruhsatı verip gerekli kısmı biz alabiliyoruz’ diyorlar ama madde 18’in tanımı bu değil. İnşaat alanlarına da madde 18 uygulanabiliyor. Üstünde yapı olan yerlere de madde 18 uygulanabiliyor. Bunla beraber madde 18 bazı alanlarda da hiç uygulanamıyor. Mesela, bir vatandaşımız bana evrakını attı, inceledim. İdare mahkemesinden karar almış, Danıştay‘dan da bu onaylanmış, madde 18 uygulanmış yerine ve madde 18 iptal edilmiş. Neden iptal edilmiş? Karayollarının ağına alınmış yeri, karayolları kamulaştırma bedeliyle kamulaştırması gerekirken, bedelsiz olarak belediye, madde 18 uygulayıp karayollarına devrini sağlamış bu alanın. Yani belediye kurumu ya da diğer kamu kurumları bir şey söylüyorlar diye o körü körüne doğru olmuyor. Bunu anlatmak istiyorum. Belediyelerde ya da kamu kurumlarında çalışan insanlar da bazı bilgi eksiklikleri olabiliyor ya da işte yanlış uygulamalarda bulunabiliyorlar. Bu birini körü körüne suçlamak anlamı da taşımasın ama herkes öncelikle benim burada bir hakkım var mı ya da yok mu, bu uygulama adaletli mi değil mi diye önce kendi içinde sorgulamalı bunu. Sorguladıktan sonra bir de gidip hesap sormalı. Demeli ki, bu böyle mi gerçekten? Kanununu araştırmalı, bunu bir bilir kişisine sormalı ve ortaya çıkan sonuçta gerçekten adaletli bir durum varsa ve doğru bir uygulama varsa demeli ki evet biz bu uygulamayı destekliyoruz. Ancak böyle bir durum yoksa vatandaş hakkını gasp ettirmemeli ya da böyle sakince kalıp beklememeli. Çünkü sınırları vatandaş ne kadar çok genişletiyorsa emin olsunlar kamu kurumları o kadar zorluyor sınırları. Bundan emin olabilirler.” şeklinde konuştu.
MUHALEFETİN ROLÜ VE BEKLENTİLER:
Muhalefet olarak doğruları desteklediklerini ve onay verdiklerini belirten Köroğlu, ancak eksiklikleri de dile getirmekle yükümlü olduklarını vurguluyor. Yapıcı bir muhalefet anlayışıyla hareket ettiklerini ve belediyenin sözlerini tutmasını beklediklerini ifade ediyor. Ayrıca, belediyenin T.C. tabelası eklenmesi gibi basit ancak önemli adımlar atmasını talep ediyor. Köroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in bir ön açtığını belirterek, belediye binasına T.C tabelası eklenmesi gerektiğini söyledi. Köroğlu, “Akçaabat Belediyesine T.C tabelası eklenmesini istiyoruz. Belediye tabelasının da düzeltilmesini istiyoruz. Böyle bir ‘Belediye’ tabelası olur mu? Türkiye’nin hangi şehrinde böyle bir belediye tabelası var? Burası Akçaabat Belediyesi. Yoldan geçenler burasının bir belediye binası olduğunu ve Akçaabat Belediyesi binası olduğunu görmek durumundadır.” dedi.
Köroğlu, söylemlerine kulak kabartılması gerektiğini ifade ederek, “Biz de Akçaabat‘ı temsil ediyoruz. Bilmeliler ki Akçaabat’ta şu an azınlıktalar. Şu an aslında birinci parti AK Parti değil. Son genel seçimlere bakın, Milliyetçi Hareket Partisinin yaklaşık 10 bin oyu var. Bugün ittifakla sayın belediye başkanımız ve ekibi 29 bin küsur oy aldı. O oyu düştüğünüz zaman 19 bin oy küsur kalıyor. Biz, ittifakla girmedik seçime. Bizim 21 bin 800 oyumuz var. Dolayısıyla bugün AK Parti, Akçaabat’ta ikinci parti konumundadır. Bize de bir kulak kabartsınlar. Bizim de söylediklerimiz vatandaşın istekleri aslında.Biz kendi kendimize burada siyaset üretip bir şeyleri onlara aktarmıyoruz. Bizim aktardığımız şeyler vatandaşın her gün bizden talep ettikleri.” şeklinde konuştu.
İTTİFAK HAKKINDA DÜŞÜNCELER:
İttifakın Akçaabat'ta yeterince başarılı olmadığını düşünen Köroğlu, farklı partilerin aynı hedefe yönelik çalışmalarını birleştirmenin önemli olduğunu ancak bu sürecin yanlış yönetildiğini belirtti. Köroğlu, “Biz burada bir ittifak kurmuş olsaydık bu ittifak bir algı yaratacaktı. Bu algı ile beraber diğer aday çıkartan partiler de belki de bu ittifakın içerisinde yer alacaktı. Yani burada hepimiz aslında Akçaabat‘ı değiştirmek için yola çıktık, sadece yollarımızı birleştiremedik. Farklı yollarda aynı hedefe yürümeye çalıştık ve o farklı yollar birleşmiş olsaydı bugünkü belediyenin önündeydi oylar.” İfadelerini kullandı.
Köroğlu, muhtarlarla olan iletişimlerinden de bahsederek, muhtarların kendilerine daha cesur bir şekilde sorunları dile getirebildiğini ve vatandaşların taleplerini daha rahat iletebildiğini ifade etti. Köroğlu, “Artık, muhtarlar bizden korkmuyorlar. Muhtarlar bizimle görüldükleri zaman ister istemez mahallelerine hizmet alamamaktan korkuyorlardı. Çünkü bu ayrışmayı yarattı iktidar. Türkiye’de AKP hükümeti yarattı bu algıyı. Muhtarlarımızın mahallelerine gittiğimiz zaman bizi ağırlamaktan dahi korkuyorlardı, arkadan bir açıklama yapmak zorunda kalıyorlardı. Ama şu an öyle değil. Muhtarlarımız bizimle sorunlarını paylaşıyorlar, anlatıyorlar. Biz de olabildiğince bir şekilde çözüm üretmeye çalışıyoruz. Artık vatandaşların problemlerini anlattıkları, sorunlarına derman olmasını bekledikleri bir yere dönüşmeye başladık. Şu an onu çok çok daha fazla yaşıyoruz.” dedi.
Köroğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Herkes bir ortak noktada benimle bir şey paylaşabilir ve paylaştıklarını da gerçekten kendi derdimmiş gibi dertlenirim. Yapmaya çalışırım, yapamazsam da bunun nedenini açıklarım. Kimseye hayal satmamaya çalışıyorum. İnsanlara bir hayal satıp daha sonrasında hayallerini yıkmak ya da kırmak istemem, dürüst davranmaya çalışıyorum.”