Obezite ve fizik tedavi

  ‘’Dünya Sağlık Örgütü’’ 2006 yılında ilk kez ‘’PANDEMİ’’ kelimesini herhangi bir enfeksiyon hastalığının dışında telaffuz etti: OBEZİTE. Pandemi , kıtalar arasında hızla yayılımını tanımlayan bir sözcük. DSÖ’nün verilerine göre dünya üzerinde 2006 yılında 400 milyonun üzerinde obez birey ve 1,6 milyar fazla ağırlığı olan birey olduğunu yayımladı. Günümüzde ise Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; dünyada 1,9 milyar fazla kilolu ve 650 milyon obez birey bulunuyor. Yine, 5 yaş altındaki 41 milyon çocuk ise fazla kilolu veya obez.

     Ülkemizde de maalesef ki durum çok iç açıcı değildir. Dünya Sağlık Örgütü 2018-2019 yılı obezite verilerine göre, Türkiye'de her 3 kişiden 1'i obezdir. ‘’Türkiye Obezite Araştırmaları Derneğine’’ göre Ülkemizde de obezite sıklığı hem yetişkin hem de çocuk ve adolesanlarda giderek artmaktadır. İstanbul Üniversitesi’nin 2010 yılında gerçekleştirdiği Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması’nın (TURDEP-II) sonuçlarına göre Türkiye’de her 3 kişiden 1’i fazla kiloludur. 3 kişiden 1’inin ise obezitesi bulunmaktadır. 1998-2010 yılları arasında obezitesi olan kişilerin sayısı %44 artmıştır. Türkiye, şu an dünyada oransal olarak en şişman ülkeler arasında 17. sırada! 193 ülke arasından 17. sıradayız maalesef ki.Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2018 obezite verileri de açıklandı ve şu an Avrupa ülkeleri arasında en obez ülkeyiz. Hem obezitede hem de diyabet (yani şeker hastalığı) hastalıklarında Avrupa’da birinciyiz.

Obezitenin  sebep olduğu sağlık problemleri nelerdir?

     Obezitenin neden olduğu sağlık problemleri arasında Tip2 diabet, insülin direnci sendromu, metabolik sendrom, kalp krizi, göğüs ağrısı, osteoatrit, gut, ciddi bel ağrısı,astım, uyku apnesi, solunum zorluğu, gebelik problemleri, aşırı kıllanma , adet düzensizliği,infertilite,kanser, böbrek , karaciğer ve safra kesesi hastalıkları, deri ve mantar enfeksiyonları  vs. gibi çok sayıda ve çeşitte sağlık problemleri gelişir.

     Obezite ile gelişen ağrı, hareketlerde kısıtlılık, fiziksel aktivite kapasitesinde azalma ve yaşam kalitesinde ciddi düşüş, iskelet-kas sisteminde meydana gelen problemler bunlar fizyoterapi ve rehabilitasyonun sıklıkla ilgilendiği konulardır.  Kas-iskelet sisteminde ise özellikle bel ve diz ağrısı problemi  ve çocuklarda ise kemik büyüme plaklarında kayma,kalça diz ağrısı ve kalça çıkıklığı sık görülmektedir.

Obezite ile mücadele ve egzersiz

     Obeziteye neyin neden olduğu hakkında pek çok bilgi vardır bu sebepten ötürü tedavisi ve tedaviden çok daha önem taşıyan olgu ise obezitenin önlenmesi konusudur. Obeziteye yakalanmama hususunda odaklanmamız gereken 3 husus vardır.

1-Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre haftanın hemen hemen her günü orta şiddetle ve en az 30dk fiziksel aktivitede bulunmak.

2-Beslenme alışkanlıklarımız hakkında gerekiyorsa uzman yardımı almak

3-Davranışsal alışkanlıklarımızı gözden geçirmek

  Aslında obezite ile mücadeleye çocukluk çağında başlanmalıdır. Bu mücadele okul,aile,medya,sağlık ve iş alanları ile hep beraber ortak bir çalışma yürütülmelidir.

              1-Çocuklarımız şekerli gıdalar ve fast-food ile olabildiğince geç tanışmalı. Bunların tüketimi kısıtlanmalı ve kontrol altına alınmalı ödül mahiyetinde bu gıdalar verilmemelidir.

              2-TV ve bilgisayar önünde sedanter bir hayat tarzından uzak durulmalı

              3-Çocukların gündelik ev işlerinde aktif görev verilmesi sağlanmalı ve oyuncak seçiminde pasif oyuncak (akülü araba vs.)yerine  aktiviteyi destekleyen (pedallı bisiklet,ip vs.)   tercih edilmelidir.

Uygulayacağımız egzersiz reçetesi: egzersizin sıklığına, şiddetine, süresine ve tipine, hastanın beceri ve tercihlerine ve tıbbi hikayesine göre belirlenmelidir. Egzersiz programlarında önceliğimiz şiddet değil süre ve frekans olmalıdır. Egzersizler evde veyahut herhangi bir merkezde grup ya da bireysel yapılabilir. Gündelik yaşam için sorun olmayacaksa uzun bir seans yerine kısa 2 seans tercih edilmelidir. Bu sayede iki soğuma periyodu bize daha fazla enerji tüketimi sağlayacaktır. Ezgersiz sırasında yaralanmalara çok dikkat edilmelidir. Geniş kas grupları önceliğimiz olmalıdır. Bunun için  yürüyüş tercih edilebilir. Ancak ciddi obez bireylerde  yürüyüş kalp hızını çok yükselteceğinden  zor gelebilir. Yüzme ,su içi egzersizleri,kürek çekmek , bisiklet ve düşük temaslı aerobik aktiviteler kullanılabilir.

     Pozitif düşünceler oluşturmak için  egzersiz seansları yavaş ve eğlenceli olmalıdır.  Sonucunda ciddi ağırlık kaybedilmese de yaşam kalitesi açısından yararları zamanla ortaya çıkacaktır. Pozitif cesaretlendirme ve duyarlı bir ekip ile uzun süredir pasif yaşayan birinin egzersiz katılımında süreklilik sağlanabilir. Ağırlık kaybı uzun sürede sağlandığı için mevcut ağırlığı korumak ve kaliteli bir yaşam tarzı değişikliği iyi bir motivasyon olmaktadır.        

    

YORUM EKLE