KARADENİZ'İN EKOSİSTEMİNİ KORUMAK VE CANLANDIRMAK
Dünya yüzeyinin yaklaşık üçte ikisini kaplayan okyanuslar ve denizler, küresel oksijen üretiminde kritik bir rol oynamaktadır. Okyanuslarda yaşayan fitoplankton ve su yosunları, fotosentez yoluyla atmosferdeki oksijenin yaklaşık %80'ini üretir. Bu organizmalar, aynı zamanda su ekosistemlerinde besin zincirinin temelini oluşturarak birçok deniz canlısına besin ve yaşam alanı sağlamaktadır.
Okyanusların Oksijen Üretimindeki Rolü Denizlerdeki fitoplankton türleri ve diğer deniz bitkileri, fotosentez süreci ile karbondioksiti oksijene dönüştürerek atmosferdeki oksijen seviyesinin korunmasına katkıda bulunur. Üretilen oksijenin bir kısmı doğrudan atmosferde kullanılmakta, geri kalanı ise deniz ekosisteminde solunum faaliyetleri için tüketilmektedir.
Denizlerde Oksijen Kaybının Nedenleri Denizlerde oksijen seviyesinin düşmesine neden olan temel faktörler şunlardır:
-
Eutrofikasyon: Fazla azot ve fosfor içeren atık suların denizlere karışması, alg patlamalarına neden olarak çözünmüş oksijen seviyesini düşürmektedir.
-
Sanayi ve Evsel Atıklar: Arıtılmadan denize bırakılan evsel ve endüstriyel atıklar, sudaki oksijenin tükenmesine yol açmaktadır.
-
Aşırı Balıkçılık: Ekosistemin dengesini bozan aşırı avlanma, doğal besin döngüsünü olumsuz etkileyerek oksijen seviyesinin azalmasına sebep olmaktadır.
Oksijen Eksikliğinin Etkileri Oksijen eksikliği, sucul ekosistemlerde "hipoksi" ve "anoksi" olarak adlandırılan ölümcül sonuçlara yol açabilir. Oksijen yetersizliği nedeniyle balıklar ve diğer su organizmaları yaşamlarını sürdürememekte, bu da ekosistemde büyük kayıplara neden olmaktadır.
Deniz Dolgusu ve Ekosistem Üzerindeki Etkileri Deniz dolgusu, kıyı bölgelerinde arazi kazanımı amacıyla yapılan bir uygulamadır. İskele, liman, barınak, rıhtım gibi yapılar oluşturulurken deniz tabanına çeşitli malzemeler dökülerek yeni alanlar oluşturulmaktadır. Ancak, bu işlem ekosisteme ciddi zararlar vermektedir. Deniz dolgusu;
-
Deniz canlılarının doğal habitatlarını yok etmekte,
-
Su akıntılarının değişmesine neden olarak ekosistemin dengesini bozmaktadır.
Örneğin, Sera Gölü'nden çıkarılan alüvyonlu toprağın doğrudan Akçaabat sahil dolgu alanına dökülmesi, ekosistem üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır. Bu tür malzemelerin tarımsal amaçlarla işlenerek kullanılması, hem ekolojik hem de ekonomik açıdan daha verimli bir yöntem olacaktır.
Deniz Ekosisteminin Korunması İçin Çözüm Önerileri Deniz ekosistemini korumak ve sürdürülebilir bir yapı oluşturmak için aşağıdaki adımlar atılmalıdır:
-
Koruma Alanlarının Artırılması: Büyükada'nın balık koruma alanı ilan edilmesi, deniz yaşamını koruma adına kritik bir adım olacaktır.
-
Yapay Resifler Oluşturulması: Darıca ve Yıldızlı sahillerinde yapay resif alanları oluşturularak sucul canlıların yaşam alanları desteklenmelidir.
-
Deniz Dolgusu Yerine Deniz Adaları: Deniz dolgusu yerine, ekolojik dengeyi koruyan ve balıkçılığa katkı sağlayan deniz adalarının oluşturulması teşvik edilmelidir.
-
Atık Yönetiminin İyileştirilmesi: Evsel ve sanayi atık sularının denize arıtılmadan bırakılmasını önlemek için gelişmiş arıtma tesisleri inşa edilmeli ve mevcut tesislerin verimliliği artırılmalıdır.
Deniz ekosistemlerinin korunması, sadece bugünü değil, gelecek nesilleri de ilgilendiren bir konudur. Karadeniz’in biyolojik çeşitliliğini sürdürülebilir hale getirmek ve ekosistemin sağlığını iyileştirmek için bilimsel yaklaşımlar benimsenmeli, bilinçli çevre politikaları uygulanmalıdır.
Osman LERMİOĞLU