Allah ordumuzun ve güvenlik güçlerimizin ayağını taşa değdirmesin. Şehit olan askerlerimize ve vatandaşlarımıza rahmet yaralılarımıza acil şifalar dileyerek sözlerime başlıyorum.
Sayın Soylu, büyük milletimizin büyük meclisinde, o meclisi kuran kurtuluşun ve kuruluşun Partisi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’na hakaret etmen seni de seni koruyanları da yüceltmez ama siyaseten bitirir.
Ülkemizin bunca sorunları arasında size sorumsuzca hakaret etme özgürlüğü sağlayanlarda sizin günahlarınıza ortaktır.
Eskiden fikirlerle yapılan atışmaları, siz hakaretlerle çatışmaya dönüştürdünüz.
Biz büyüklerimizin yanında sigara içmeyen bacak, bacak üstüne atmayan bir neslin devamıyız.
Yüce Türk milleti önünde hem de milletin sandalyesinde oturarak bu kadar çirkin sözcüklerle cümleler kurmanız sadece Kılıçdaroğlu’na değil, sizin gibi düşünmeyen herkese meydan okumak olarak değerlendiriyorum. Sizin ileri demokrasiniz bu mudur?
Siyasi görüşlerimiz demokrasi kuralları içerisinde farklı olabilir ama Allah korusun. Şanlı, şerefli ordumuzda güvenlik görevlilerimizde özümüzden ve içimizdendir. Bir şehit haberi hepimizin içini dağlıyor.
Siz ortamı ne kadar germeye çalışırsanız çalışın, dün de bugün de yarında çocuklarımız aynı mangalarda ülkemizi savunmaya devam etti ve etmeye de devam edecektir. Bari bu duruma saygı duyun.
Bizim bu ülkeden başka ülkemiz yoktur. Sıramız geldi mi seve seve ülkemiz için canımızı veren bir milletin bireyleriyiz.
Siz bu teşhisle hastayı ayağa kaldıramazsınız. Yetki sizde ama her olumsuzlukta partinizin her makamından muhalefete naralar atarak saldırmanız çaresizliğinizi unutturmaz. Beceriksizliklerinizin sorumluluğunu muhalefete atmak sizi kurtarmaz.
Sayın Kılıçdaroğlu’na tahammülsüzlüğünüz, sizin görmediğiniz geleceğimizi sizden çok daha önce görmesi olmasın?
İsrail’i affettiniz. 36 askerimizi şehit eden Rusya ile muhabbetiniz harika, Eset dediğiniz Esat’a Esat demeniz an meselesi. Son olarak Sisi ile de tokalaştınız ama Sayın Kılıçdaroğlu’na kestiğiniz sahte faturayı hala daha tahsil etmeye çalışıyorsunuz.
CHP’yi aynaya bakarak değil; tarihe bakarak, Cumhuriyet sevdalılarına sorarak değerlendirin. Ülkeyi idare edemiyorsunuz bari susun.
Bu ne yahu? Her geçen günü arar olduk. At izi, it izi, ayır ayırabilirsen.
Masum vatandaşımız, terör gelir canımı, uyuşturucu gelir çocuğumu, enflasyon yükselir ekmeğimi alır, korkusu ile yaşamaya mahkûm edildi.
Terör örgütleri, Sizin hezimet dediğiniz Lozan kazanımlarımızın peşine salınmış it sürüleridir. Öyle hatalı teşhislerinizle belirttiğiniz gibi güçlenmeye döndüğümüz zamanlarda değil, Şu anda olduğu gibi yönetim zafiyeti görülen anlarda ortaya çıkarlar.
Gençlerimiz vatan borçları için güle oynaya şehit olurken soruyorum size, daire karşılığı veya başka nedenlerle vatandaş yaptığınız yabancılardan şerefli ordumuzda kaç kişi var? Seçmen olanları hesaplıyorsunuz. Bir hesapta asker olanlar için yapın.
Siz bana göre sorun çözme yetisi değil, sorunlardan geçinme yeteneği geliştirdiniz.
Çocuklarımızın yarınlarını tükettiniz, torunlarımızın ambarından geçiniyoruz.
Ülkenin vaktini ve nakdini ihtiyaca göre değil, ihtirasa göre harcıyorsunuz.
Sayın Bahçeli sana da bir buçuk cümle hediye edeyim. CHP millî güvenlik sorunu olan değil, 24 Nisan 1933 de Millî Güvenlik Kurulunu kuran partidir. Sen de aynaya bakarak değil, tarihe bakarak konuş.
Saygılarımla.
Eline kalemine sağlık sayın baskanim