Konuyla ilgili ilk tepkiyi Akçaabat Yeni Haber Gazetesi Haber Koordinatörü Gazeteci-Hukukçu Cengiz Bölükbaşı dile getirdi. Gazetedeki köşe yazısında durumu ele alan Bölükbaşı Parlak'ın halk adına eleştiride bulunduğunu belirterek şu köşe yazısını kaleme aldı:
"Zaman zaman gazetecilerle siyasiler karşı karşıya geliyor. Gelmeliler de. Gazeteci kim adına görev yapıyor siyasetçi kim adına hizmet vermeye çalışıyor. Eleştiri her zaman kapının ucundaki ışığı gösterir.
Ben yıllarca tek bir eleştirisiz yazı yazmadım eski belediye başkanı Şefik Türkmen beye mesela. Asla nezaketini bozup bana ters bir üslupla cevap vermedi. Konuyla ilgili mutlaka bir araya gelip aslında olması gerektiği şeyi aktardı. Ben yine eleştirmeye devam ettim. Yıllar yılları böyle kovaladı ve nihayetinde görevini bıraktı. Zaman zaman Akçaabat’ta karşılaşıp hala hâl hatır sorar çayımızı kahvemizi içeriz. Devlet adamlığı budur.
Şimdi bu kadar lakırdının nereye geleceğini elbette bilenler vardır.
Akçaabat’ta Gazeteci sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kadar azdır. Yani gazeteci sadece bu işi yapan kimseye denir. Yani, reklamcı gazeteci değildir. Sünnetçi gazeteci değildir, nakliyeci gazeteci değildir, grafikçi gazeteci değildir, berber gazeteci değildir. Gazeteci olayın içinde olan haberi alan yorumlayan ve halka ulaştıran kimsedir. İşte bu tanıma uyan bir kardeşimiz var Akçaabat’ta.
Bu kardeşimiz Berkant Parlak. Bu kardeşimiz mesela bayramlarda seyranlarda kimseden harçlık alıp şen çocuklar gibi sevinen biri değildir. Zira ciddi bir meslektaşımdır. Elbette övüneceğim çünkü onu bu mesleğe başlatan benim.
Yazıyı okuyup “zaten muhalif oluşundan belli “diye cümleler kurmayın zira bu mesleğin doğasında muhalif olmak var. Kim adına? Halk adına elbette.
Hasılı bu kardeşimiz de muhalif. Neye her şeye!
Bu arada bu kardeşimiz Türkiye’de yeni yendi bilinen Köktürk’çe kitabının da yazarıdır. Yani sizin “la bizim Berkant “dediğiniz Türkiye’de hatırı sayılır bir akademik çalışmaya sahiptir.
Peki ne oldu. Berkant’ın kendisine ait bir haber sitesi var. www.akcatv.com
Bu haber sitesinde belediye başkanı ve yönetimiyle ilgili haberlere yer vermiş. Bunlardan bir tanesinde başkanın makam arabası ile ilgili bazı gelişmeler.
Bildiğiniz üzere Akçaabat belediyesine Vakıflar bankasından bir araç kullanılması için verilmiştir. Bence en doğrusu da bu olmuştur. Başkan makam arabası satın almasından çok böyle bir durumu kullanması son derece akılcı ve doğru olandır. Ben şahsen bu durumu destekliyorum.
Belki de milyonlarca lira bir araca verilecektir şimdi ise başkan sadece yakıntını koyuyor ve kullanıyor.
Bunu böyle görmeyen bir göz var.
Berkant ise bu duruma muhalif. Ona gelen bir istihbarata göre başkanın makam arası arıza nedeniyle geri alınmış ve yenisi sıfırı verilmiş ve Akçaabat’ta gelmiş ya da gelmek üzereymiş.
Haber sadece bu…
Bunu ilgi tutarak Berkant için suç duyurusunda bulunulmuş.
Ben Osman Nuri Ekim’i tanıyorum. Ve benim tanıdığım başkan asla böyle bir şeyin talimatını vermez. Vermemiştir. Birileri göze girebilmek için mücadele ediyorsa elbette onu bilmem.
Meclis salonunda bu konuyu gündeme taşıyan yine AKP gurup başkanvekili sayın Davut Gerigelmez oldu. Onunda son derece kötü bir üslupla bu haberi yapan kendine gazeteci süsü veren diye başlayan bir cümle de hiç hoş değildir.
Gazeteci överken muhteşem eleştirince tu kaka olmamalı.
Elbette gazeteci aldığı bilgiyi teyit ettirmeli elbette istihbaratı zayıf olabilir. Ama bu devletin sopası elimizde aklını başına al der gibi bir durum içinde olmamalı.
Bu arada geçtiğimiz hafta Ankara’da bir araya geldik Berkant’la. Akçaabat yeni haber gazetesinin Ankara temsilcisi olarak görevlendirdiğini ben Tebliğ ettim. Akçaabat yeni haber Gazetesi adına bundan sonra Ankara’daki gelişmeleri takip edecek Berkant.
Yani diyeceğim o ki onlarca iyi işinde taltif etmediğimiz, kıymet vermediğimiz Berkant’ı dövmek için sıraya girdi kimi koltuk sahipleri.
Benim hem hukukçu hem de gazeteci gözüyle gördüğümde yel kayadan hiçbir şey alamaz.
Bu olay başkanı hazımsız, eleştirileri kabul etmeyen, devlet sopasının ardına sığınan biri olarak gösterir kanaatindeyim.
Ve yine benim tanıdığım Osman Nuri Ekim bu olayı haber alır almaz da gereğini yapar. Astlarına bir gazeteciyle uğraşmak yerine şehirde yarım kalan takip edilmesi gereken onlarca işin olduğunu hatırlatır.
Kalın sağlıcakla…"
Güncelleme Tarihi: 22 Mayıs 2024, 18:20