2-3 yıl öncesinden bu yana dönüşüm projesi için hazırlık yapılmaktaydı. Farklı illerden proje örnekleri alındı ve ciddi bir hazırlık yapıldı. Buna rağmen gelinen noktada bir çıkmaza girildiğini görüyoruz. Bu süreçten bahseder misiniz?
Engelli Erişim Yasası, ticarî araçlarda yürürlüğe girdiğinde biz de bir toplantı gerçekleştirdik. Nasıl bir değişim yaparız düşüncesiyle 22-23 şehir gezdik. Buradaki dönüşümleri yerinde inceledik ve bir dönüşüm sistemi hazırladık. Ardından biz evraklarımızı belediyeye ilettik. Alınan kararın son maddesinde “Alınan kararın yürürlüğe girebilmesi için yarıdan bir fazlasının imzası gerekir.” Şeklinde bir ibare vardı. Biz de toplamda 426 imza topladıktan sonra noterde tasdik ettirerek kararın yürürlüğe girmesini sağladık.
Daha sonra firmalarla görüşmeler yaparak teklifler aldık. İmza veren arkadaşlar pandemiden dolayı çekincelerini ifade ederek imzalarını geri çekmek için belediyeye başvurdu. İçlerinde pandemiyi bahane edenlerin de bulunduğu grup imzalarını geri çekerek bu dönüşümün iptal edilmesi için süreç başlattılar. Mahkeme ise buna itibar etmeyerek belediyenin lehine karar aldı. Çalışmalar durduğu için de araçlarını alan arkadaşların belirli bir mağduriyeti söz konusu. Vatandaş açısından bakıldığında ise araçların güvenlik ve kamera sistemi sayesinde örneğin kaybolan eşyalar konusunda içleri rahat oluyordu. Biz de buradan görüntülü şekilde takip edebiliyorduk.
Asıl sorun araç değişimi sürecinde yaşanacak. Nedeni ise mevcut şartlarda sıfır bir araç almak artık çok zor bir durum. Sıfır araç alamayanlar farklı illerden 5-6 yaşındaki araçları yine yüksek fiyatlara almak durumunda kalacak ve Trabzon Türkiye’nin bu anlamda çöplüğü haline gelecek. Yani neresinden bakarsanız bankın bu bir kayıptır. Bu sistem heba edildi diyebiliriz. Ordu, Gümüşhane, Bayburt gibi şehirler bu dönüşümü yapabilmişken Trabzon bunu başaramamış durumda kaldı.
Siyasîler de işin içerisine girdi. Belki durumu tek taraflı analiz ettiler. Akçaabat’taki sivil toplum örgütleri de bu dönüşüme sahip çıkmadı. Ortahisar’da belediye önünde yapılan hadiseden sonra ger adım atılınca haliyle burada da geri adım atılmış oldu. Mevcut durumda mağdur olan arkadaşlarımız var. Belediye başkanımız da bu mağduriyetin giderileceğini söylemişti ancak şuana kadar giderilen bir mağduriyet söz konusu değil. Kısacası bu durum Trabzon halkının da esnafın da aleyhine oldu diyebiliriz.
Sorumluluk noktasında görevini yerine getiremeyen sizce kim?
Akçaabat Şoförler Odasının seçimleri vardı. Mevcut sistemle gidildiğinde herkes üye olacaktı. Nitekim üye olunduğunda seçme ve seçilme hakkı olacaktı. Sivil toplum örgütlerinde ileriyi görmeyen, sadece günü kurtarmaya giden yapıyla beraber bir adım ileri gidilemez. Geçmişte burada 583 adet plaka 1996 yılına kadar oldu. 1996 yılından bu yana pansiyon tedbirlerle beraber bugüne kadar geldik. 3 yıllık bir süreçten itibaren bunu tamamen çözmek amacıyla adımlar atmaya çalışıyoruz. Yazık ettiler ve koltuk peşinde gittiler.
Belediye bu süreçte iki tarafı da dinledi. İşin uzaması, pandeminin getirdiği etkiler ve sürecin uzadıkça gevşemesi işi bu noktaya getirdi diyebiliriz. Bu noktadan sonra önemli olan arkadaşların mağduriyetinin giderilmesi için atılacak adımlar. Belediye ile görüşmeler yapıyoruz.
Şu anda o araçlar çalışıyor mu?
Hayır. 2 Ağustos 2021 tarihinde çalışmaya başladık, 25 Ekim 2021 tarihlerinde araçları çalıştırmadık. Bu noktada belediyenin de üzerine düşen görevleri yapması gerekiyordu. Yanlış olan bir durum da şu ki ben bu durumu başkanımıza da ilettim. Basına yaptığı açıklamada 21 aracı olmalı şeklinde bir ifade kullanmıştı. Fakat alınan kararda böyle bir durum söz konusu değil. 20 araç olduğunu varsayalım fakat 1 aracın gelmemesi durumunda dönüşüm olmayacak mı? 20 araç alan arkadaşımız mağdur mu olacak? Yani idarenin de burada biraz dik durması gerekiyordu. Şuana kadar sabrederek bekliyoruz. Biz karşılıklı müzakere ederek durumun çözülmesi taraftarıyız. Bugüne kadar bu yöntemle geldik. Ancak gelinen süreçte Büyükşehir Belediye Başkanımız da Belediye Meclisi’ndeki konuşmasında bu mağduriyeti gidereceğini açıkça ifade etti. Araçların normal bir kiralama sistemiyle de arkadaşların mağduriyeti giderilmez. Şu ana kadar ödenmiş kredi miktarı ortalama 1,5 trilyon civarındadır. Bu miktar zaten otomatik olarak bankayı kapatmak için gidiyor. Banka zaten önce faizi alıyor ardından anaparaya geliyor. Sattığın fiyata da krediyi kapatamıyorsun. Yani üzerine yine para koymak zorunda kalıyorsunuz. Kiralama yöntemine tekrar bir mağduriyet olmaması adına sıcak bakıyoruz ancak yeni bir görüşme yaptık. Onların teklif ettiği rakamları onaylamamız biraz zor görünüyor. Ancak tekrar bir istişare edilecek.
Biz devlete güvenerek yürüdük. Şimdi ise bu durumlar yaşanınca suçu kimse paylaşmıyor. Kooperatif olarak evet bu projeyi biz istedik. Belediye bu proje artık benimdir dedi. Elinizi taşın altına koyarak gereğini yapın dediler. Biz de bu söylemin üzerine gereken neyse yaptık. Şimdi arkadaşlar imzalarını geri çekti. Bu yazboz tahtası değil. Bu konularda günü birlik kararlar değişmemeli.
Şöyle bir algı var; Şoförler Odası, Kooperatifleri kendi koltuklarını korumak için böl parçala mantığıyla beraber seçimlerde orada kalabilmek adına çalışmalar yaptılar. Bu da şoför esnafına zarar verdi. İlerleyen süreçlerde aynı şeyleri tekrar yaşayacağız. Bu şehre yazık ettiler.
Şu anki talebiniz mağdur olanların mağduriyetlerinin giderilmesi diyebilir miyiz?
Evet, talebimiz budur.